Büyükada Tarihi

Her İstanbullu Adalar’ı görmüş olsa bile çoğu kimse tarihini pek bilmez. Özellikle Büyükada, adalar içinde en büyük ada olduğundan burada çok eski yıllara ait yaşam kalıntıları bulunmuştur. Buna göre M.Ö. 300’lü yıllarda yaşayan Makedon Kralı 2.Filip’e ait para ve sikkeler, kalıntılar arasındadır. Bu da adamızın geçmişiyle ilgili çok önemli bir işarettir. Bizans İmparatorluğu zamanında sürgün yeri olarak kullanılan topraklar, İstanbul’un fethiyle Osmanlı egemenliği altına girmiştir.

1920’li yıllardan sonra Adada çok belirgin olan Rum halkı buraları terk etmeye başlamıştır. 1940’lı yıllardan itibaren de yavaş yavaş ada bir tatil yeri, denize girme ve dinlenme kasabası olarak İstanbullular tarafından değerlendirilmeye başlamıştır. 1970’li yılların ortasıyla birlikte korumak amacıyla, Büyükada’da imar kapanmış ve yeni yapılara izin verilmemiştir.

Sürgün Yeri Büyükada

Adını prenslerin buralara sürgün edilmesinden alan Prens adalarından Büyükada’da Lev Troçki’nin 1929-1933 yılları arasında sürgün edilip yaşadığı ev de bulunmaktadır. Ada tarihinde Lev Troçki’nin ayrı bir önemi vardır. Gürcü Sovyet lideri Stalin tarafından sürgüne yollanan Troçki’nin kaldığı ev Nizam mahallesindedir. 1933 yılında buradaki evinde bir suikast sonucu öldürülen eski Sovyet lideri Kızıl Ordu’nun kurucusu olarak bilinir. Ayrıca Osmanlıda da pek çok devlet adamı Büyükada’ya sürgüne gönderilmiştir. Aydınlar ve edebiyatçılar adada yaşamıştır.

Aya Yorgi Manastırı ve Kilisesi

Büyükada’da Aya Yorgi Kilisesi’nin önemi ayrıdır. Özellikle 23 Nisan ve 24 Eylül günlerinde sırf dua etmek için yüzlerce kişinin tepeye tırmanır. Adanın tarihi ile ilgili bilgi verir bizlere.

Büyükada tarihi ve doğal güzellikleri ile göz doldurur. İstanbullular olmak üzere şehirlilerin kaçıp huzur buldukları kafa dinledikleri yerlerin başında gelmektedir.

Şimdilerde Büyükada otelleri, köşkleri, restoranları ve kafeleri ile konuklarını ağırlarken tarihinin güzelliklerini misafirlerine sergilemeye devam ediyor. Ufak tatil kaçamaklarının adresi olan Büyükada, tarihini hala yazıyor…